İnsan doğar, yaşar ve ölür… İnsanlık ne kadar eskiyse bu görüşte o kadar eski ve kabul görmüştür sanırım. Peki, doğru-yanlış, iyi-kötü, güzel-çirkin, değerli-değersiz, sağlıklı-sağlıksız gibi kavramlar? Bunlar kültüre, inanca, zamana, mekâna, kişiye ve listeyi uzatabileceğimiz daha pek çok faktöre göre değişkendir tıpkı hastalığa ve ölüme karşı verilen tepkiler gibi. Babamın hastalığı, tanıdan kısa süre sonra vefatı ‘Artık ben eski ben değilim’ diyecek kadar beni derinden etkiledi. Bu kaybın ardından, kısa sürede peş peşe yaşanan kayıplar, bu kayıpların ardından en sevdiklerimin ciddi sağlık sorunları derken son 3 yıl beni ve benzer sıkıntılarla boğuşan eşimi ‘Küçük Emrah’a’ bağladı. Peki, filmin sonu acıklı bitmek zorunda mı? Düşündük, taşındık, bizim için önemli olan ne? Para? Ünvan ? Kariyer? Gelecek garantisi? Büyüklerin deyimiyle ‘Gençken kovayı doldurmak’? Elbette tüm bu saydıklarım toptan önemsiz değil ama bizim için daha önemli bir şey vardı. Canım babacım bu hayattan göçüp giderken bize ‘Çok huzurluyum, hayatta ne istediysem oldu, biraz daha kalsam da şunu yapsam dediğim hiçbir şey yok, kalbini kırdığım-özür dileyeceğim kimse yok, gitmeye hazırım, sakın üzülmeyin’ diyerek veda etti, ne güzel bir veda. Önemli olan buydu demek ki, her birimize verilen ve ne zaman biteceğini bilemediğimiz zamanı bazen genel toplumsal dayatmaları görmezden gelerek ve başkalarına zarar vermeden gönlümüzce yaşamak ve bu âleme huzurla veda etmek.
Niye bunları anlattım? Çünkü bu yaşanan acılar, üzüntüler bizi kavramları yeniden sorgulamaya ve huzurla veda edilecek bir hayat için harekete geçmeye itti. Tüm bunlar için biraz çemberin dışına çıkmak, çemberin dışına çıkmak için de biraz cesaret gerekiyordu. Cesaretimizi topladık ve bir karar aldık: uzun süredir hayalini kurduğumuz, karavanla Avrupa turunu yapmak:) Bunu yapmak için bazı şeylerden vazgeçmek gerekti, eşim kariyerini bıraktı, Türkçesi istifa etti ve ben de güç-bela ücretsiz izin aldım. Ve macera başladı…
Bugünlük bu kadar, bizim gezinin felsefesini anlatabilmek için tüm bunları paylaştım. Hiç aklımdan çıkmayan, gittikten sonra bile yolumuzu aydınlatan canım babama ithafen…